Türk Eğitim Vakfı’nın bağışçısı emekli öğretmen Necmettin Bağcı, küçük miktarda yapılan bağışların bile damlalar halinde birikerek göl olduğunu söyleyerek, TEV’e gönül rahatlığı ile bağış yapılabileceğini belirtti. İşte Necmettin Bağcı’nın hayat hikayesi ve açıklamaları...
1936’da İstanbul, Sefaköy’de doğdum. 7 çocuktan ikincisiyim. 12 yaşında köyün ilkokulunu bitirince çalışmaya başladım. Babam bağlar¬da çalışırdı, ürünleri korumak için teneke çalar serçeleri kovalardım. Devlet ortaokulunun parasız yatılı sınavını kazandım. Her gün 5 kilo¬metre okula yürürdüm, bilgi için öğrenmek için her şeye değerdi. Ardından öğretmen okulu ve Çapa Eğitim Enstitüsü’nün parasız yatılı sınavını kazandım. Bir yıl Çayka¬ra’da öğretmenlik yaptım. Askerliği Erzincan Asker Lisesi’nde öğretmen olarak yerine getirdim. Sonra dev¬lete olan mecburi hizmetimi ödeye¬rek İstanbul’da öğretmenliğe başla-dım, Işık Lisesi’nde. İTÜ’nün İnşaat Mühendisliği bölümünün sınavını kazandım, onu bitirdim. 1965-74 arası Okmeydanı Hastanesi’nin mühendisiydim ama esas olarak eğitimden hiç vazgeçemedim. Bu sırada o zamanki adı Unkapanı ve Fen bilimleri dershanelerinde öğretmenlik yaptım. 14 yıl da Yeni Zelanda’da fizik, matematik, bilgi¬sayar öğretmenliği yaptım.
1990 yılında döndük Türkiye’ye. Işık Liseleri’nde önce öğretmen olarak çalıştım, sonra Feyziye Mek-tepleri’nin genel müdürlüğünü yaptım. 1996’da şimdiki adıyla Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi olan, İnanç Lisesi’nde çalış¬tım. İnşaatından beri bilirim orayı, hatta isim babasıyım. Okulun ge¬nel müdürlüğünü yaptım. 2000’li yıllarda eğitim danışmanlığını yaptım. TEVİTÖL ülkemizin önemli bir değeridir, parlak beyinler yetişir orada. 2002’de TEV devralınca artık TEV Ailesinin üyesi oldum. Vakıfta eğitim kurumları koordinatörü ola¬rak çalıştım. Garring Okulları bana bağlıydı. Hayırsever Garring Ailesi bağışlarını TEV’e yapmıştı; Biri Ümraniye’de, biri Akyazı’da, diğeri Kırşehir’de olmak üzere MEB’in hizmetine 3 okul sunduk. Hala ihtiyaçlarını karşılamaya de¬vam ederiz okullarımızın.
Ben öğretmen olarak, eğitimci olarak ömrüm boyunca, daima algılayan ve sorgulayan öğrenciler yetiştirdim. Öğretmen önce eğitim¬cidir, sonra öğretmendir, öğreten¬dir. Neyi öğretir? Öğrenmeyi öğre-tir. Bilgiyi öğretmez taşımaz. Çocuk bilgiye ulaşsın diye yol gösterir.
Eğitimde öğretimde ezbercilikten kaçmamız lazım. Bizler eğitmen olarak çocukları eğitmeye çalışırız ve ondan sonra da öğretiriz. Eğitir¬ken, 30 kişilik sınıfta her çocuk bir bireydir. Eğitimci olan eski öğrenci-lerim var. Bir öğretmenin bundan daha güzel ödülü olur mu?
Öğretmen öğrenciden daha fazla çalışmalı. Hani derler öğretmenin tatili çoktur, hayır. Öğretmen öğ-renciden çok daha fazla çalışmalı ve bilgili olmalıdır. Ben ne zaman matematik öğretmeni oldum, bi¬liyor musunuz? Öğrenci önünde yanlış yapmaktan korkmadığım zaman.
Bir genç daha faydalansın istiyoruz
Yıllardır TEV’den kopmadım. Şimdi eşimle bağışçısıyız. Çünkü biliyorum ki burs mü¬lakatlarında 10-20 çocuktan birini seçmeye çalışıyorlar. Bu ne zordur bilir misiniz? Bir genç daha bu imkandan faydalansın diye, bağışçı olduk. Bağışçı olduğumuzdan beri bir restorana gidip yemek yiyemiyoruz. Çünkü, bu restorana vereceğimiz parayla bir burs daha verilir diye harcamak içimizden gelmi¬yor. Bizim her şeyimiz onlara kalacak. Bir öğ¬renci daha, bir öğrenci daha… Denizyıldızları gibi olsunlar istiyoruz. Önemli olan, benim yaşımdakilerin kendilerinden sonrakileri yetiştirmiş olmaları yani sürekliliğin sağlan¬ması. Benim gibiler kelaynak kuşları gibi az kalmış olmasın, çok olsun. TEV’in çok bağış¬çısı olsun. TEV şeffaftır, doğrudur, doğru se¬çim yapar. Hep dostlarıma bağış yapmaları gerektiği konusunda tavsiye ederim. Onlar da ‘’Hocam tamam bağış yapalım ama bizim paramız bir bursa yetmez.’’ Hayır, böyle bir sınırlama yok. Bir bursa yetmesin, sen bir damla ver başkası da bir damla verir. Damla¬lar birikir, TEV’de göl olur. Esası budur.
Hayallerimi gerçekleştirmemi TEV sağladı
TEV BURSİYERİ MUSA AVCI: Marmara Üniversitesi Sınıf Öğret¬menliği bölümü öğrenci¬siyim. Sıkıntılı zamanla¬rımda ya eğitim hayatıma veda edecektim ya da hayallerimi gerçekleştir¬mek için ısrar edecektim. Eğitimime devam edebil¬mem için desteğe ihtiya¬cım vardı. Bu noktada Türk Eğitim Vakfı ile tanıştım. TEV ile tanıştığım andan itibaren hayatımda birçok değişiklik meydana geldi. Yaşayacağım herhangi bir zorlukta çalabileceğim bir kapımın olması ve o kapı¬nın Türk Eğitim Vakfı ol¬ması bana çok şanslı oldu¬ğumu hissettiriyor. Eğitim destekçileri iyi ki varlar.
Cumhuriyet bizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister
TEV BURSİYERİ EMRE BAYSAL: Özel Eğitim Öğretmenliği bölümü öğrencisiyim. İnsanlara faydalı olma fikri ve bir şeyleri öğretmek duygusu akvaryumumun suyunu yeniliyor ve kişiliğimi daha caymaz bir hale bürüyordu. Bu hedeflerim doğrultusunda ilk tercihim olan Marmara Üniversitesi Özel Eğitim Öğretmenliği bölümünü kazandım. Her öğrenci gibi karşılaştığım bir¬takım zorluklar oldu. Küresel bir pandeminin hayatımızda yer etmesi gözümde aşılmaz bir dağ gibi büyü¬dü. Pandemi sürecinde tanıştığım Türk Eğitim Vakfı ailesi ile hem maddi hem manevi olarak yaşadı¬ğım birçok olumsuzluğu onarmak artık daha kolay oldu. Örneğin, bu dönemde uzaktan eğitim sürecinde yaşadığım çeşitli teknolojik sorun¬ları Türk Eğitim Vakfı tarafından yapılan teknoloji desteği sayesinde üstesinden gelebildim. Mentorink desteği sayesinde bir akıl hocam oldu. İyi bir eğitimciden beklenen davranış ve özellikleri kendime katıp adımlarımı daha sağlam atıyo¬rum. İçimdeki renklerden yeni renk¬ler elde ediyor ve bunu gelecekteki öğrencilere taşımanın arzusunu çok derinden duyuyorum. Bu alanda verdiğim mücadelede desteklerini sakınmayan Türk Eğitim Vakfı aile¬sine teşekkürü borç bilirim. Onlar bana can simidi vermek yerine yüzmeyi öğretti. Aynı zamanda ben ve benim gibi bütün diğer öğretmen adaylarının da öğretmenler günü vesilesiyle kendilerini tebrik ede¬rim. Cumhuriyet bizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. Bizler de buna en iyi şekilde layık olup, bir ışık aydınlatıcı olmalıyız. İyi ki öğretmenim, iyi ki TEV’liyim.